21 Mayıs 2017 Pazar

HARRİKU - HARRAN


68. Dediler; Eğer ilahlarınıza sahip çıkacaksanız onu Harr'e atın,

( Bu anlatım Ankebut 29/24 ayetinde de tekrar edilir ve oradaki cümle biraz farklıdır; " Onu öldürün veya ateşe atın." Bir insanı öldürdükten sonra ateşe atmanın veya ateşe attıktan sonra öldürmenin bir anlamı var mı? Şu halde konuşanların iki farklı cezadan söz ediyor olmaları gerek. 
Diğer taraftan ayette geçen ve müfessirlerin "yakın" emir kipiyle çevirdikleri "harriku", Kuran'ın kullandığı "ateş" ve "yakma" kelimelerinden çok farklı. Sözlükler kelimenin hararet, sıcaklık, güneşin yakıcılığı, anlamındaki "harr" kökünden türediğini, yangın anlamındaki "harik" ile çok ilgisi olmadığını gösteriyor. ) 

69. Biz de dedik; Ey ateş soğuk ol ve İbrahim'e zarar verme,

( Meğer mesele çok basitmiş. Ateş olarak çevirdiğimiz "Harr" çok sıcak ve taşlık bir bölgenin adıymış ve bu ceza kurak topraklarda yaşayan ilkel kabilelerin arasına sürgün edilme cezaymış. Urfa'ya bağlı Harran'ın "susuz" demek olduğunu biliyor muydunuz?
Sonrasını tahmin edebilirsiniz. İbrahim ateşe atılır, yani Harran'a sürgün edilir. Şimdilik kim olduğunu bilmediğimiz Rabbi ise yenilikçi görüşlerinden dolayı değer verdiği İbrahim'i el altından takip ettirmektedir ve Harran kabileleri üzerindeki etkisiyle ona zarar vermelerini engelleyip kurtarır. )


70. Ona tuzak kurmuşlardı ama biz boşa çıkardık,

71. Onu ve Lut’u kurtararak insanlık için bereketli (üretken) topraklara ulaştırdık,

( O bereketli topraklar Şam ile Kudüs arasında kalan bölgedir ve neden bereketli olduğunu Tin 95/1-2 ayetlerinde görebilirsiniz. )

http://kuranokuru.blogspot.com.tr/2014/07/21-enbiya-haberciler.html




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder