22 Ağustos 2012 Çarşamba

ARDARDA SIRALI İBRAHİM AYETLERİ

SURELER VE RENKLERİ (HANGİ SURE HANGİ RENK)

ENBİYA SURESİ

ENAM SURESİ

SAFFAT SURESİ

BAKARA SURESİ

ANKEBUT SURESİ



İBRAHİM VE ATEŞE ATILMASI

83 Hiç kuşkusuz, İbrahim de onun grubundandı.

84 Rabbine, tertemiz bir kalple gelmişti.



51 Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. 

75 Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun.

76 Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri sevmem!" diye konuştu.

77 Ay'ı doğar halde görünce, "Rabbim bu!" dedi. O batınca da şöyle konuştu: "Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum."

78 Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben."

79 "Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben." 

85 Babasına ve toplumuna sormuştu: "Siz neye kulluk/ibadet ediyorsunuz?" 

74 İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." 

86 "Allah'ın berisinden birtakım uydurma ilahları mı istiyorsunuz?"

87 "Âlemlerin Rabbi hakkında düşünceniz nedir?"

52 Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?"

53 Dediler: "Atalarımızı onlara kulluk/ibadet eder bulduk."

54 Dedi: "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz."

55 Dediler: "Sen gerçeği mi getirdin yoksa oynayıp eğlenenlerden biri misin?"

56 Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim."

57 "Allah'a yemin ederim, sırtınızı dönüp gidişinizden sonra, putlarınıza bir oyun çevireceğim." 

88 Bu arada İbrahim yıldızlara bir göz attı,

89 Şöyle dedi: "Ben hastayım!"

90 Bunun üzerine ondan gerisin geri kaçtılar.

91 O da onların ilahlarının yanına sokulup dedi: "Bir şey yemez misiniz?"

92 "Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!"

93 İyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe indirdi.

58 Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler.

59 Dediler: "Tanrılarımıza bunu yapan kesinlikle zalimlerdendir."

60 Dediler: "Onları diline dolayan bir genç duymuştuk. Kendisine 'İbrahim' deniyor." 

94 Bir süre sonra, halkı koşarak İbrahim'e geldi.

95 İbrahim dedi: "Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?"

96 "Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır."



61 Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler."

62 Dediler: "Tanrılarımıza bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?"

63 Dedi: "Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!"

64 Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz."

65 Sonra, yine kendi kafalarına döndürüldüler: "Vallahi, sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar."

66 İbrahim dedi: "Siz, Allah'ın berisinden, size hiçbir şekilde yarar sağlamayan, zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?"

67 "Yazıklar olsun size ve Allah'ın berisinden taptıklarınıza! Siz hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?" 

16 İbrahim'i de gönderdik. Toplumuna şöyle demişti: "Allah'a kulluk/ibadet edin, O'ndan sakının. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır."

17 "Allah'ın berisinden; bir takım putlara tapıyorsunuz, yalan/iftira üretiyorsunuz. Sizin Allah dışında kulluk/kölelik ettikleriniz size hiçbir rızık veremezler. Rızkı Allah katında arayın; O'na kulluk edin, O'na şükredin. O'na döndürüleceksiniz."

18 "Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."

19 Hiç görmediler mi, Allah, yaratmayı nasıl başlatıyor, sonra onu tekrarlıyor/yeni baştan yapıyor. Kuşkusuz bu, Allah için çok kolaydır.

20 De ki: "Yeryüzünde dolaşın da yaratılışın nasıl başladığına bir bakın. İleride Allah öteki oluşmaya da vücut verecektir. Allah, her şeye Kadîr'dir.

21 Dilediğine/dileyene azap eder, dilediğine/dileyene rahmet eder. O'na döndürüleceksiniz.

22 Siz ne yerde ne de gökte kimseyi âciz bırakamazsınız. Ve sizin, Allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.

23 Allah'ın ayetlerini ve Allah'a varmayı inkâr edenler, işte onlar, rahmetimden ümidi kesmişlerdir. Ve bunlar için acıklı bir azap öngörülmüştür. 

24 Toplumunun İbrahim'e cevabı sadece şunu söylemeleri oldu: "Bunu öldürün, yahut yakın!" Ama Allah onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda elbette ibretler vardır.(Fe mâ kâne cevâbe kavmihî illâ en kâlûktulûhu ev harrýkûhu fe encâhullâhu minen nâr(nâri), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yu’minûn)
68 Dediler: "Yakın bunu! Eğer birşey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin.(Kâlû harrikûhu vansurû âlihetekum in kuntum fâılîn)


97 Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!" (Kâlûbnû lehu bunyânen fe elkûhu fîl cahîm)


69 Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!" (Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrahîm)

70 Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık.(Ve erâdû bihî keyden fe cealnâ humul ahserîn)

 98 Ona tuzak kurmak istediler ama, biz onları sefiller, reziller haline getirdik. (Fe erâdû bihî keyden fe cealnâ humul esfelîn)


80 Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?"

81 "Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya/güvenilmeye daha layıktır?

82 İman edip de imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma/güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. 

258 Allah'ın kendisine mülk ve saltanat verdiğini iddia ederek/Allah kendisine mülk- saltanat verdiği için, Rabbi hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabbim odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, ben de öldürürüm." İbrahim, "Allah, Güneş'i doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir!" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.


25 İbrahim dedi: "Şu bir gerçek ki, siz dünya hayatında aranızda sevgi oluşturmak için Allah'ın berisinden putlar edindiniz. Sonra, kıyamet gününde birbirinizi tanımaz olacaksınız, bazınız bazınıza lanet edecek. Hepinizin varacağı yer cehennemdir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır." 

83 İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz. Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. 


26 O'na Lût iman etti. Ve dedi: "Ben Rabbime hicret edeceğim. Kuşkusuz, O, mutlak Azîz, mutlak Hakîm'dir."


71 Biz onu da Lût'u da kurtarıp içinde âlemlere bereketler sakladığımız toprağa ulaştırdık. 

27 Biz, İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Onun soyu içine peygamberliği ve Kitap'ı yerleştirdik ve onun ödülünü dünyada verdik. Âhirette de o, elbetteki iyilik ve barış sevenler arasında olacaktır. 

 72 Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık. 


84 Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz.

73 Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, duayı/namazı yerine getirmeyi, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı.


MERYEM 41-50

41 Kitap'ta İbrahim'i de an. O, özü-sözü doğru bir peygamberdi.

42 Hani, babasına demişti ki: "Babacığım; işitmeyen, görmeyen, sana hiçbir yarar sağlamayan şeylere niçin kulluk ediyorsun?"

43 "Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim!"

44 "Babacığım, şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahman'a isyan etmişti."

45 "Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!"

46 Babası dedi: "Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun ey İbrahim! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi seni taşlarım! Uzun bir süre uzak kal benden!"

47 Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır."

48 "Sizden de Allah dışındaki yakardıklarınızdan da ayrılıyorum; Rabbime dua edeceğim. Umarım, Rabbime yakarışımla/Rabbim için çağrımda bahtsızlığa/eşkıyalığa düşmem."

49 İbrahim, onlardan ve Allah dışında kulluk ettiklerinden uzaklaşınca, ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık ve hepsini peygamber yaptık.

50 Onlara, rahmetimizden nimetler bağışladık. Ve kendileri için yüksek bir doğruluk dili oluşturduk.


ŞUARA 69-87

69 İbrahim'in haberini de oku onlara.

70 Hani babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Siz neye ibadet ediyorsunuz?"

71 Dediler: "Birtakım putlara tapıyoruz. Onların önünde toplanıp tapınmaya devam edeceğiz."

72 Dedi: "Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?"

73 "Size yarar sağlıyor yahut zarar veriyorlar mı?"

74 Dediler: "Hayır! Ancak atalarımızı böyle yapar halde bulduk."

75 Dedi: "Gördünüz mü neye ibadet ediyormuşsunuz!"

76 "Siz ve o eski atalarınız!"

77 "Şüphesiz onlar benim düşmanım. Ama âlemlerin Rabbi dostum."

78 "O yarattı beni, O yol gösteriyor bana."

79 "O'dur beni doyuran, suvaran."

80 "Hastalandığında O'dur bana şifa ulaştıran."

81 "Beni öldürecek, sonra diriltecek O'dur."

82 "Din gününde hatalarımı affetmesini umup durduğum da O'dur."

83 "Rabbim, bana hükmetme gücü/hikmet bağışla, beni hak ve barış seven iyiler arasına kat!"

84 "Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur."

85 "Beni, nimetlerle dolu cennetin mirasçılarından kıl."

86 "Babamı da affet. Çünkü o, sapmışlardandır."

87 "Herkesin diriltileceği gün beni utandırma."



--------------------
İBRAHİM VE KUŞLAR

260 Hani, İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabbim, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için ..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındırıp alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

İBRAHİM VE KABE


124 Hani Rabbi, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: "Seni insanlara önder yapacağım." İbrahim, "Soyumdan birilerini de" deyince Allah: "Benim ahdim zalimlere ulaşmaz." buyurdu.

125 Hatırla o zamanı ki, biz o evi insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua/namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!"

126 İbrahim şöyle yakarmıştı: "Rabbim! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhiret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızıklandır." Rab dedi ki: "Küfre sapanları az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş azabına itiveririrm. Ne kötü bir dönüş yeridir o!"

127 İbrahim'in, İsmail'le birlikte, o evin ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an: "Rabbimiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin."

128 "Rabbimiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman/Allah'a teslim olan kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et! Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın."

129 "Rabbimiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak, kendilerine Kitap'ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul gönder. Sen, evet sen, Azîz'sin, tüm ululuk ve onurun sahibisin; Hakîm'sin, tüm hikmetlerin kaynağısın."

130 Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik. Ve o, âhirette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır elbette...

131 Rabbi ona, "Müslüman olup bana teslim ol!" dediğinde o şu cevabı vermişti: "Teslim oldum âlemlerin Rabbi'ne!"

132 İbrahim de oğullarına şunu vasiyet etti, Yakub da: "Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin."

133 Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilahına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilahına, tek ve biricik olan ilaha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız."

İBRAHİM VE KURBAN


100 "Rabbim, bana iyilik/barış sevenlerden birini lütfet!"

101 Bunun üzerine biz, İbrahim'e yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik.

102 Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın."

103 Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca,

104 Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"

105 "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz."

106 "Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi."

107 Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.

108 Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık.

109 Selam olsun İbrahim'e!

110 Böyle ödüllendiririz biz, güzellik sergileyenleri!

111 O da bizim inanan kullarımızdandı.

112 Biz ona, hayrı ve barışı sevenlerden bir peygamber olan İshak'ı müjdeledik.

113 Ona da İshak'a da bereketler lütfettik. Onların zürriyetlerinden iyi düşünüp iyi davranan da var, öz benliğine açıkça zulmeden de var.



İİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder